Merhaba arkadaşlar, bugünkü yazımda aslında çağımızın bir hastalığı ve rutini haline gelen yalnızlık, yalnızlık hissi ve buna bağlı gelişen depresif ruh haline değinmek istedim.
Gelişen teknoloji, değişen çağ ile birlikte hemen her şeye çok kolay ulaşabilme ve birçok şeye ise ulaşamamak ruhani anlamda birçoğumuzu etkilemektedir.
Son 10 yılda çok dikkatimi çeken, Covid pandemisiyle zirveye çıkan bu vaziyet gelecek açısından beni oldukça tedirgin ediyor. Zira kime sorsam mutsuz, kime baksam neşesiz..
Eminim bu yazıyı okurken sizler de bir parçanızı bu yazıda bulacak veya halihazırda böyle olduğunuz için bu yazı sizi buraya çekti.
Eskiden küçücük şeylerle mutlu olurken şimdi kocaman şeyler de yetmiyor insana, peki neden? Yazımın başında da belirttiğim gibi ‘’ her şeye çok kolay ulaşabilme ve birçok şeye ise ulaşamamak’’ temel neden diye düşünüyorum. Az olan şeyler kıymetlidir; altın gibi, elmas gibi..
Şimdilerde az olan kalmadı gibi bişey, ne istesek veya ne alsak hepsinden herkeste, her yerde var.. Önceden aldığımız bir şeyi eskiyene kadar kullanırken, şimdi her şeyi modası geçene kadar talep ediyoruz. Her şeyin modası da o kadar hızlı geçiyor ki çağı yakalamak, çağa yetişebilmek neredeyse imkansız..
Ulaşabilme kolaylığı olduğu kadar tam tersi ulaşım zorluğu da var elbette. Örneğin lüks bir villa, son model sport bir arabayı dizilerde, filmlerde görerek hayal ederken sosyal medya ile bu gibi maddi materyallerin her an adeta gözümüze sokuluyor olması da insanda istemsiz bir yetinememe veya arzulama hissi doğuruyor. Herkes de bunları ha deyince alamadığı, alamayacağı için depresif bir duyguya kapılabiliyor. Tabi ki depresif ruh hali sadece bu anlattıklarımın bir yansıması değil. Birçok neden var; nasıl ki kanserin, hastalıkların birden çok nedeni var depresyonun da birçok nedeni var.
Erişememe, ulaşamama, arzulama, hırs gibi durumlar dışında sahip olduklarımızı kaybetmiş olmak da ana nedenlerden. Ne gibi?
Eskiden komşuluk, akrabalık, aile duyguları vardı. İletişim, yardımlaşma, paylaşma vardı. Maalesef çağımızda bunlar da yitirdiğimiz veya can çekişen şeyler..
Sevgi, aşk, şefkat, merhamet, ahlak duygularımız bir bütün olarak toplumumuzda çok azaldı. Aslında yukarıda bahsettiğim durumların hepsi birbiriyle ilintili. Birisi olmadığında bir diğerini kaybediyor; o kaybettiğimiz sekonder durum ise bir başka şeyi kaybetmemize yol açıyor.
Peki ne yapalım hocam?
Sev kardeşim çünkü sevmek en kolayı. Sevelim, sevilelim şarkılarda bahsettiği gibi. En önemlisi ise şükredelim. Sağlıklı olduğumuz için, gördüğümüz, duyduğumuz, yürüyebildiğimiz, aldığımız nefes için bile şükredelim. Bu şükür olayı yan gel yat her şeyi bırak, sorgulama, her şeye Ya Rabbi şükür gibi algılanmasın. Ama küçücük dert ettiğimiz şeylerin yanında sahip olduğumuz nice güzelliklerin de olduğunu görelim, fark edelim diye belirtiyorum.
Elbette hayatlarımızda her şey güllük gülistanlık değil, elbette sorunlarımız, sıkıntılarımız da var.. Ama bunlardan bizim irademizle değişmeyecek olanlar için kafamızı yormayalım. Mutlaka dertlerimizi, sorunlarımızı paylaşabileceğimiz, içimizi dökebileceğimiz aile üyeleri, eş, dost, akraba olmalı. Derdini söyleyen dağlar aşmış, derdini söylemeyen düz yolda şaşmış.. İçinizi dökebileceğiniz dostlarınız olsun ve sığınacağınız, yapmaktan keyif alıp kafa dağıtacağınız limanlarınız..
Daha fazla uzatmayayım, sevgiyle, saygıyla hepinize esenlikler diliyorum..
Uzm. Dr. Enes Güler
EĞİTİM ÖNERİLERİ
AİLE HEKİMLİĞİ EĞİTİMİ
Aile hekimleri, aile hekimliği asistan doktorları ve acilde asm'de çalışan doktorlar, dhy'ye hazırlananlar için faydalı olacak birçok pratik bilgi ve dikkat edilmesi gereken konuya değinilen 8 derslik eğitim.
Toplam Süre: 519 dakika
Video Sayısı: 10
Erişim Süresi: 60 gün
EBOOKLARA GÖZ ATIN:
Commenti